"Being has no other purpose than swallowing"
Artaud
9 Mayıs 2014 Cuma
22 Mart 2014 Cumartesi
bir rüya
bir harita çiziyorum gideceğim yeri bulmak için. öyle dışarıdan alınan "hazır" haritalarla olmuyor, benim çizmem gerekiyor gideceğim yeri bulmak için. bir şehirde başım yerden 1.64 metre yukarıda, ufacık hissediyorum kendimi - tamamen kaybolabilirim. yolumu bulmaya çalışıyorum, haritayı unutmuşum. yürüdüğüm yol, o yol değil, gerisin geri aynı kaldırımı arşınlıyorum. hava kararmak üzere; ve gerisin geri
sabah olmuş, başım ağrıyor. biri kalkıp gidiyor, tek başıma vücudumun rahatsızlığını uyuyarak gidermeye çalışıyorum. bir süre başarıyorum, sonra uyanıyorum. midem bulanıyor her şeyden. işte, hastayım. temizlik, katıksızlık yaklaşmak istediğim - olmuyor. midem de artık dayanmıyor. derimin çarşaflara değen yerleri rahatsız, uykusuz, kusmaya çalışıyor bir gece öncesinin tüm yabancı maddelerini.
yürüyorum, sıkıntılı rüzgar. bayılacak gibiyim, ama hayatımda hiç bayılmamışım ki, bu da geçer diyorum. bir simidin insafına kalmışım, o da bana yardımcı olmuyor. istasyondaki çocuk bağrışları iyice rahatsız ediyor, uzaklaşıyorum oradan. trendeyken dışarıyı seyredemiyorum bu sefer, manzara manzaralıktan çıkmış, her şey bulantılı. eve yaklaşırken çok önemli bir şey başarmışım gibi mutluyum.
eve gelince çizdiğim haritayı görüyorum, unuttuğum yerde - masamda. neyse, onsuz da yolumu buldum ya, önemli olan bu. haritasız da yol bulunur, aynı yerde yeterince bulunduysan. pijamalarımı giyiyorum ki öncesi de rüyadan ibaret kalsın. ama haritasız dışarıya çıkılmaz ki, olsa olsa "hepsi kurmacaymış bir yorganın altında". bir yorganın altında, yürüdüğün yollar rüya ola, bu da geçti diye uyanıver de bitsin. tekrar etmesin.
bundan sonra haritam olmadan girmem bilmediğim yollara.
19 Mart 2014 Çarşamba
17 Mart 2014 Pazartesi
- estranged -
http://www.universal-music.de/guns-n-roses/videos/detail/video:247216/estranged
o değil de yunuslarla yüzmek güzel şey olsa gerek..
o değil de yunuslarla yüzmek güzel şey olsa gerek..
15 Mart 2014 Cumartesi
olan biten çok ya bu ara, bir süre saklanmaya karar verdim. her gün dağılırken yeni bir haberle, bir süre ölü taklidi yapmaya.. fotoğraf bakıyorum, kitap/makale filan okuyorum. bir de çocukluğumda izlediğim müzik kliplerini izliyorum. odamda saklanıyorum. ama biliyorum, tek ben değilim.
"en azından tek başımıza delirmiyoruz", değil mi?
10 Mart 2014 Pazartesi
7 Mart 2014 Cuma
3 Mart 2014 Pazartesi
puf!
kapıdan çıkınca aldığın ilk nefes. teklemeden, sakınmadan, söylenmeden. sonrası bildik olsa da.
kapıdan çıkmak iyi bazen. eşiğe çok takılmadan ama. kapıyı açmak cesaret ister mi - bazen ister tabi. kapat! bağırtısı çok sertse, belki geri dönmek ister-sin. isterim.
duruma özel soru: bir kapının eşiğinde debelenip durmaların anısı nereye yazılır? o anı nasıl eriyip karışır kana?
hep sarhoşken kapıyı kırmalar. kapıyı kırmalar çok gürültülü. kırılmak da bir o kadar.
birilerinin anlattığı hikayeler birikip birikip sızıyor üstümden. toparlamak da zor oluyor bazen. o -bazı- hikayeler sindirilemiyor yani, diyeceğim. hikayeler zihinde teklememeli, yoksa var demek bir sıkıntı.
kurgusu zayıf hikaye bol sarhoşken. "hık" demek bile hikaye! "hık" dersen sarhoş mu oldun diye sorarlar sana.
asıl sarhoşken ne yapacağını bilmeli, neyi saklayacağını, hangi kapıdan çıkacağını, kime konuşacağını. ama olmuyor çoğu..
hikaye, anlatı, bir an düşünülen bir kelime. tekrarlanan cümleler. bir duyuldu mu terk etmeyen sözler: bazı sözler uçup gitse, havada asılı, kimseye dokunmadan süzülse öyle.
insanlar uçar gider, demişti biri bir kere. bazen, öyle.
kapıdan çıkmak iyi bazen. eşiğe çok takılmadan ama. kapıyı açmak cesaret ister mi - bazen ister tabi. kapat! bağırtısı çok sertse, belki geri dönmek ister-sin. isterim.
duruma özel soru: bir kapının eşiğinde debelenip durmaların anısı nereye yazılır? o anı nasıl eriyip karışır kana?
hep sarhoşken kapıyı kırmalar. kapıyı kırmalar çok gürültülü. kırılmak da bir o kadar.
birilerinin anlattığı hikayeler birikip birikip sızıyor üstümden. toparlamak da zor oluyor bazen. o -bazı- hikayeler sindirilemiyor yani, diyeceğim. hikayeler zihinde teklememeli, yoksa var demek bir sıkıntı.
kurgusu zayıf hikaye bol sarhoşken. "hık" demek bile hikaye! "hık" dersen sarhoş mu oldun diye sorarlar sana.
asıl sarhoşken ne yapacağını bilmeli, neyi saklayacağını, hangi kapıdan çıkacağını, kime konuşacağını. ama olmuyor çoğu..
hikaye, anlatı, bir an düşünülen bir kelime. tekrarlanan cümleler. bir duyuldu mu terk etmeyen sözler: bazı sözler uçup gitse, havada asılı, kimseye dokunmadan süzülse öyle.
insanlar uçar gider, demişti biri bir kere. bazen, öyle.
18 Şubat 2014 Salı
kim
başkasının anısı - başkasının geçmişi
üzerimde başkalarının geçmişi - nasıl kaynaşır benimkiyle?
aynen şöyle aklımda kalmış:
iki kişi bilmediğim bir dilden konuşuyor bir akşam, hava kararmış. bir müzik belli belirsiz, nereden geliyor kestiremiyorum. bir oda, çok dağınık. başkası, geçmişte bana benzeyip benzemediğini kestiremediğim ve kısa boylu. başkasının anısı, aslında - onun geçmişi neden beni büküyor. üzerimde başkalarının geçmişi. kare - fotoğraf karesi - kare seçmek - seçilmek - kaybetmek - kazanınca da hep şüphe, neden - öngörememek - her nasılsa..
üzerimde başkalarının geçmişi - nasıl kaynaşır benimkiyle?
aynen şöyle aklımda kalmış:
iki kişi bilmediğim bir dilden konuşuyor bir akşam, hava kararmış. bir müzik belli belirsiz, nereden geliyor kestiremiyorum. bir oda, çok dağınık. başkası, geçmişte bana benzeyip benzemediğini kestiremediğim ve kısa boylu. başkasının anısı, aslında - onun geçmişi neden beni büküyor. üzerimde başkalarının geçmişi. kare - fotoğraf karesi - kare seçmek - seçilmek - kaybetmek - kazanınca da hep şüphe, neden - öngörememek - her nasılsa..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)