22 Mart 2014 Cumartesi

bir rüya


bir harita çiziyorum gideceğim yeri bulmak için. öyle dışarıdan alınan "hazır" haritalarla olmuyor, benim çizmem gerekiyor gideceğim yeri bulmak için. bir şehirde başım yerden 1.64 metre yukarıda, ufacık hissediyorum kendimi - tamamen kaybolabilirim. yolumu bulmaya çalışıyorum, haritayı unutmuşum. yürüdüğüm yol, o yol değil, gerisin geri aynı kaldırımı arşınlıyorum. hava kararmak üzere; ve gerisin geri

sabah olmuş, başım ağrıyor. biri kalkıp gidiyor, tek başıma vücudumun rahatsızlığını uyuyarak gidermeye çalışıyorum. bir süre başarıyorum, sonra uyanıyorum. midem bulanıyor her şeyden. işte, hastayım. temizlik, katıksızlık yaklaşmak istediğim - olmuyor. midem de artık dayanmıyor. derimin çarşaflara değen yerleri rahatsız, uykusuz, kusmaya çalışıyor bir gece öncesinin tüm yabancı maddelerini.

yürüyorum, sıkıntılı rüzgar. bayılacak gibiyim, ama hayatımda hiç bayılmamışım ki, bu da geçer diyorum. bir simidin insafına kalmışım, o da bana yardımcı olmuyor. istasyondaki çocuk bağrışları iyice rahatsız ediyor, uzaklaşıyorum oradan. trendeyken dışarıyı seyredemiyorum bu sefer, manzara manzaralıktan çıkmış, her şey bulantılı. eve yaklaşırken çok önemli bir şey başarmışım gibi mutluyum.

eve gelince çizdiğim haritayı görüyorum, unuttuğum yerde - masamda. neyse, onsuz da yolumu buldum ya, önemli olan bu. haritasız da yol bulunur, aynı yerde yeterince bulunduysan. pijamalarımı giyiyorum ki öncesi de rüyadan ibaret kalsın. ama haritasız dışarıya çıkılmaz ki, olsa olsa "hepsi kurmacaymış bir yorganın altında". bir yorganın altında, yürüdüğün yollar rüya ola, bu da geçti diye uyanıver de bitsin. tekrar etmesin.

bundan sonra haritam olmadan girmem bilmediğim yollara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder